Türkiye, yılda 6 milyon ton çelik üretim fazlası olan ve büyük bir kısmı deprem kuşağında bulunan bir ülke. Bu nedenle, deprem riski taşıyan bölgelerde çelik konstrüksiyonlu binaların devlet desteğiyle teşvik edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
SerVilla Çelik Villa sistemleri yönetim kurulu başkanı Mimar İdris YAĞMAHAN, depremin en sık yaşandığı Japonya, ABD ve İran gibi ülkelerde yüksek katlı binaların çelik yapılarla inşa edildiğini belirtti. YAĞMAHAN, Türkiye’de de benzer bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini ifade etti. “Marmara depreminin yıldönümünde, İstanbul için deprem master planlarının açıklandığı bir dönemde, çelik konstrüksiyon kullanımı konusu kamuoyunda tartışılmalıdır,” dedi.
Türkiye’nin çelik mamul üretimi kapasitesinin depreme dayanıklı konut üretimini karşılayabileceğini belirten YAĞMAHAN, “İran gibi ülkeler çelik kullanımı zorunluluğunu benimsemişken, Türkiye’nin bu adımı atmaması anlaşılır değil,” şeklinde konuştu. İstanbul’daki yeniden yapılan çok katlı binalarda çelik kullanımı, hem yapıların dayanıklılığını artıracak hem de demir-çelik sektörünü canlandıracaktır.
Daha Uygun Maliyet ve Dayanıklılık
YAĞMAHAN, çelik konstrüksiyonlu binaların uygun şartlarda ve sıkı denetimle inşa edilmesi durumunda, betonarme yapılara göre daha dayanıklı olduğunu belirtti. Türkiye’de inşaatların genellikle klasik yöntemlerle yapıldığını, bunun sebebinin ise arsaların düzensiz yapısı olduğunu ifade etti. “Arsa düzenlemeleri, eşit geometrik şekillerde projelendirilmeli. Bu, çelik yapılar için maliyet avantajı sağlayacaktır,” dedi.
Deprem riski yüksek bölgelerde, sağlam zemin projeleri ve seri üretim merkezlerinin kurulması gerektiğini belirtti. Bu, çelik konstrüksiyonlu binaların inşaatını daha verimli hale getirecektir.
Mükemmel Mühendislik ve Güvenlik
Çelik yapılar, yüksek şiddetteki depremlere karşı etkili bir koruma sağlar; ancak bu binaların inşası dikkat ve titizlik gerektirir. YAĞMAHAN, “Kusursuz mühendislik denetimi şart,” diyerek, bu kurallara uyulması durumunda en riskli bölgelerde bile insanların huzur içinde yaşayabileceğini söyledi.
Bu önerilerin hayata geçirilmesi, Türkiye’nin deprem güvenliğini artırmak ve inşaat sektörünü canlandırmak adına kritik bir adım olacaktır.